Federatie van Alevitische Verenigingen Nederland WELKOM BIJ HABF
Stichting Namenmonument Sivas
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi: Herinnering in 3D
Het Alevitisme is een humanistische filosofie... ALEVITISME
HAKDER Cenaze Fonu websitesi HAKDER CENAZE FONU

Laatste nieuws

Meer nieuws
Comments Box SVG iconsUsed for the like, share, comment, and reaction icons

Facebook Posts

Aşure lokmalarımız, sınırsız, sömürüsüz, savaşsız bir yaşama ve dünya barışına vesile olsun!

Cemevlerimizde pişecek aşurelerimiz, kaybettiğimiz canlarımız ve şifa-derman bekleyen canlarımız aşkına olsun!

Bu aşureler, geçmişten günümüze gelen acılarımızı ve sevinçlerimizi bir araya getirerek, birlik ve dayanışmanın en güzel sembolü olacaktır.

Pişireceğimiz aşurelerimize verilen emekler ve katılan erzaklar, dünya barışına ve sevgiye giden yola vesile olsun!

Her bir malzeme, sevgi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren birer harç olsun.

Bu vesileyle, farklılıklarımızla zenginleştiğimizi ve hep birlikte daha güçlü olduğumuzu unutmayalım.

Hak yardımcınız, Bozatlı Hızır yoldaşımız olsun, her daim yolumuzu aydınlatsın!

Aşk-ı muhabbetlerimizle

Hollanda Alevi Birlikleri Federasyonu (HABF)
... Laad meer zienLaad minder zien

Aşure lokmalarımız, sınırsız, sömürüsüz, savaşsız bir yaşama ve dünya barışına vesile olsun!

Cemevlerimizde pişecek aşurelerimiz, kaybettiğimiz canlarımız ve şifa-derman bekleyen canlarımız aşkına olsun!

Bu aşureler, geçmişten günümüze gelen acılarımızı ve sevinçlerimizi bir araya getirerek, birlik ve dayanışmanın en güzel sembolü olacaktır.

Pişireceğimiz aşurelerimize verilen emekler ve katılan erzaklar, dünya barışına ve sevgiye giden yola vesile olsun!

Her bir malzeme, sevgi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren birer harç olsun.

Bu vesileyle, farklılıklarımızla zenginleştiğimizi ve hep birlikte daha güçlü olduğumuzu unutmayalım.

Hak yardımcınız, Bozatlı Hızır yoldaşımız olsun, her daim yolumuzu aydınlatsın!

Aşk-ı muhabbetlerimizle

Hollanda Alevi Birlikleri Federasyonu (HABF)

Muharrem Matemimiz

Biz aleviler bir ömür boyu, el ile - dil ile - bel ile tuttuğumuz orucumuzla birlikte her sene matem oruçlarımızı tutarız. Matem oruçlarımız bu sene, Masum-u paklar ve Fatma ana adına tutulan karşılama oruçlarının ardından,
- 7 Temmuz 2024 Pazar günü başlayıp,
- 18 Temmuz 2024 Perşembe günü sona erecektir.
Arkasından Aşureler kaynatılacaktır.

Sevgili canlar
Muharrem matemi sürecinde Kerbela şehitleri ve insanlık tarihi boyunca katledilen cümle mazlumların yasını çekip onların yaşadığı acıları saygıyla yadedeceğiz.

İmam Hüseyin ve beraberindekiler haklı davaları ve adalet uğruna çıktıkları yolda, 10 Ekim 680 tarihinde (10 Muharrem 61) Kerbela’da Yezit’in binlerce kişilik ordusu tarafından vahşice katledildiler. Yaşanan bu katliam tarihe kara bir leke olarak geçti. Kerbela, insanlık tarihinin kanayan bir yarası oldu. Asırlardır dinmeyen bir acı bıraktı. Yezit sadece İmam Hüseyin’i ve beraberindekileri değil, İmam Hüseyin’in şahsında adaleti ve insanlığıda katletti.
İmam Hüseyin ve Kerbela haksızlığa karşı başkaldırının ve direnişin simgesi oldu.
Kerbela aynı zamanda acılarımızın toplamının adı oldu.
Kerbela, karanlık ve aydınlığın, Hak ve batıl’ın, ezen ve ezilenin mücadelesinin değişmez sembolü haline dönüştü. İnsanlık tarihi her daim zalimlerin ve onlara karşı direnen mazlumların mücadelesine sahne oldu.
Nerede bir Yezit varsa orada bir Hüseyin, nerede bir zulmeden varsa orada direnenler varoldu.
Kerbela’lar hiç bir zaman bitmedi, kılıf değiştirerek günümüze kadar her zaman süregeldi.
Her yer Kerbela, her gün Aşura oldu, Hak ile batıl arasındaki savaş hep devam etti.

Ne zaman zulme karşı direnen bir mazlum görülse hep Hüseyin akla geldi. Bir kırba su getirmeye çalışırken kolları kesilen Celal Abbas, bedeni delik deşik edilen Ali Ekber, eli kınalı Kasım, altı aylık Ali Asgar ve direngenliğiyle, yiğitliğiyle Zeynep ana hiç bir zaman unutulmadı.
Hür’ün kahramanlığı dilden dile anlatıldı.
Keşiş, İmam Hüseyin aşkına 7 oğlunun başını kurban etti.

Biz aleviler için yaşadığımız katliamların her birisi adeta birer Kerbela oldu. Bizler ehlibeyt bendeleri olarak aradan asırlar geçmesine rağmen, Kerbela katliamı sanki daha dün yaşanmış gibi Hüseyin ve yarenlerinin acısını yüreğimizde hissetmeye devam ediyoruz.
Tarih boyunca yaşanan katliamları ve acıları Kerbela ile özdeşleştiren biz aleviler, her sene Hicri takvime göre 1 Muharrem ile 12 Muharrem günleri arasında Kerbela şehitleri ve onların nezdinde, katliama uğramış tüm mazlumların matemi çekeriz.

Matem günleri süresince düğün, eğlence, zevk ve sefadan uzak durulmalıdır. Böylelikle yaşanan katliamlara ve acılara karşı bir nişan göstermiş oluruz. Oruçlar gün batımı ile sona erer. Aslolan sadece aç kalmak değil, yaşanılan acıları bir nebze olsun hissetmek ve Hüseyin’in duruşunu içselleştirebilmektir. Çağımızın Yezit’lerine karşı dik durabilmek ve günümüz Kerbela’larına karşı nasıl mücadele etmemiz gerektiğini algılamaktır. Günümüzde yaşanan haksızlıklara tepkisiz ve duyarsız kalmamaktır.

Kerbela şehitleri ve onların şahsında tarih boyunca katledilen cümle mazlumlar aşkına tuttuğunuz oruçlar, çektiğiniz matem, verdiğiniz lokmalar Hak katında kabul ola.

Şah-ı Merdan Ali’nin şefaati, erenlerin, evliyaların himmeti üzerimizden eksik olmaya. Hak Muhammed Ali niyetlerinizi ve ibadetlerinizi Ulu dergahında kabul ve makbul eyleye.

Sevgi, saygı ve muhabbetlerimizle.
... Laad meer zienLaad minder zien

Muharrem Matemimiz 

Biz aleviler bir ömür boyu, el ile - dil ile - bel ile tuttuğumuz orucumuzla birlikte her sene matem oruçlarımızı tutarız. Matem oruçlarımız bu sene, Masum-u paklar ve Fatma ana adına tutulan karşılama oruçlarının ardından,
- 7 Temmuz 2024 Pazar günü başlayıp, 
- 18 Temmuz 2024 Perşembe günü sona erecektir. 
Arkasından Aşureler kaynatılacaktır. 

Sevgili canlar 
Muharrem matemi sürecinde Kerbela şehitleri ve insanlık tarihi boyunca katledilen cümle mazlumların yasını çekip onların yaşadığı acıları saygıyla yadedeceğiz.

İmam Hüseyin ve beraberindekiler haklı davaları ve adalet uğruna çıktıkları yolda, 10 Ekim 680 tarihinde (10 Muharrem 61) Kerbela’da Yezit’in binlerce kişilik ordusu tarafından vahşice katledildiler. Yaşanan bu katliam tarihe kara bir leke olarak geçti. Kerbela, insanlık tarihinin kanayan bir yarası oldu. Asırlardır dinmeyen bir acı bıraktı. Yezit sadece İmam Hüseyin’i ve beraberindekileri değil, İmam Hüseyin’in şahsında adaleti ve insanlığıda katletti. 
İmam Hüseyin ve Kerbela haksızlığa karşı başkaldırının ve direnişin simgesi oldu. 
Kerbela aynı zamanda acılarımızın toplamının adı oldu.
Kerbela, karanlık ve aydınlığın, Hak ve batıl’ın, ezen ve ezilenin mücadelesinin değişmez sembolü haline dönüştü. İnsanlık tarihi her daim zalimlerin ve onlara karşı direnen mazlumların mücadelesine sahne oldu. 
Nerede bir Yezit varsa orada bir Hüseyin, nerede bir zulmeden varsa orada direnenler varoldu. 
Kerbela’lar hiç bir zaman bitmedi, kılıf değiştirerek günümüze kadar her zaman süregeldi. 
Her yer Kerbela, her gün Aşura oldu, Hak ile batıl arasındaki savaş hep devam etti. 

Ne zaman zulme karşı direnen bir mazlum görülse hep Hüseyin akla geldi. Bir kırba su getirmeye çalışırken kolları kesilen Celal Abbas, bedeni delik deşik edilen Ali Ekber, eli kınalı Kasım, altı aylık Ali Asgar ve direngenliğiyle, yiğitliğiyle Zeynep ana hiç bir zaman unutulmadı.
Hür’ün kahramanlığı dilden dile anlatıldı. 
Keşiş, İmam Hüseyin aşkına 7 oğlunun başını kurban etti. 

Biz aleviler için yaşadığımız katliamların her birisi adeta birer Kerbela oldu. Bizler ehlibeyt bendeleri olarak aradan asırlar geçmesine rağmen, Kerbela katliamı sanki daha dün yaşanmış gibi Hüseyin ve yarenlerinin acısını yüreğimizde hissetmeye devam ediyoruz.
Tarih boyunca yaşanan katliamları ve acıları Kerbela ile özdeşleştiren biz aleviler, her sene Hicri takvime göre 1 Muharrem ile 12 Muharrem günleri arasında Kerbela şehitleri ve onların nezdinde, katliama uğramış tüm mazlumların matemi çekeriz.

Matem günleri süresince düğün, eğlence, zevk ve sefadan uzak durulmalıdır. Böylelikle yaşanan katliamlara ve acılara karşı bir nişan göstermiş oluruz. Oruçlar gün batımı ile sona erer. Aslolan sadece aç kalmak değil, yaşanılan acıları bir nebze olsun hissetmek ve Hüseyin’in duruşunu içselleştirebilmektir. Çağımızın Yezit’lerine karşı dik durabilmek ve günümüz Kerbela’larına karşı nasıl mücadele etmemiz gerektiğini algılamaktır. Günümüzde yaşanan haksızlıklara tepkisiz ve duyarsız kalmamaktır.

Kerbela şehitleri ve onların şahsında tarih boyunca katledilen cümle mazlumlar aşkına tuttuğunuz oruçlar, çektiğiniz matem, verdiğiniz lokmalar Hak katında kabul ola.

Şah-ı Merdan Ali’nin şefaati, erenlerin, evliyaların himmeti üzerimizden eksik olmaya. Hak Muhammed Ali niyetlerinizi ve ibadetlerinizi Ulu dergahında kabul ve makbul eyleye. 

Sevgi, saygı ve muhabbetlerimizle.

Dün, 2 Temmuz 2024'te, Türkiye ile Avusturya arasında oynanan Avrupa Şampiyonası maçında futbolcu Merih Demiral, gol sevincini Bozkurt işareti ile kutladı. Bu ultra-milliyetçi sembol, Türkiye'deki toplu katliamlarda rol oynamış olan Bozkurtlar grubunun bir işaretidir. Spor, insanları birleştiren bir güç olmalı, politik ve tartışmalı semboller için bir platform olmamalıdır.

Bu işaretin, Sivas katliamının 31. yıldönümünde yapılması ayrıca üzücüdür. 2 Temmuz 1993'te, Madımak otelinin sekiz saat süren kuşatılması ve ateşe verilmesi sırasında 33 aydın ve sanatçı vahşice katledildi. Çorum, Maraş, Sivas, Gazi ve birçok başka yerdeki katliamlar sırasında, bu işaret, takip eden korkunç şiddetin habercisi olmuştur.

Bu işareti en güçlü şekilde kınıyor ve Merih Demiral'ın derhal men edilmesini destekliyoruz. Bu tür davranışlar eski yaraları açar ve masum insanların yaşadığı dehşet verici olayların saygısızca yeniden canlandırılmasıdır. Bu, unutulmaması gereken karanlık bir dönemi hatırlatır ve nefret ile bölünmüşlüğün devamına katkıda bulunur.

Spor, barış, birlik ve saygının sembolü olmalıdır. Her türlü aşırılık ve şiddete kesinlikle karşıyız. Bozkurt işaretinin uluslararası bir sahnede gösterilmesi kabul edilemez ve spor dünyasının yayması gereken fair play ve saygı değerlerini zedeler.

Futbol otoritelerini ve tüm spor severleri bu tür aşağılık davranışlara karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Hep birlikte, sporun nefret ve politik bölünmelerden arınmış, umut ve bağlantı kaynağı olarak kalmasını sağlamalıyız.

—-———————————————————————

Gisteren, op 2 juli 2024, tijdens de EK-wedstrijd tussen Turkije en Oostenrijk, heeft voetballer Merih Demiral zijn doelpunten gevierd met het grijze wolven handgebaar. Dit ultra-nationalistische symbool is een teken van de Grijze Wolven groepering, bekend om hun rol in massa slachtingen in Turkije. Sport moet een kracht zijn die mensen verenigt, niet een platform voor politieke en controversiële gebaren.

Dit gebaar, gedaan op de herdenkingsdag van het bloedbad in Sivas 31 jaar geleden, is extra schrijnend. Op 2 juli 1993 werden 33 intellectuelen en kunstenaars wreed vermoord tijdens een acht uur durende omsingeling en het in brand steken van het Madımak hotel. Tijdens bloedbaden in Çorum, Maraş, Sivas, Gazi en vele andere plaatsen, was dit teken een voorafschaduwing van het gruwelijke geweld dat zou volgen.

Wij veroordelen dit gebaar in de sterkst mogelijke bewoordingen en steunen een onmiddellijke schorsing van Merih Demiral. Dit soort gedrag opent oude wonden en is een respectloze herbeleving van de verschrikkingen die onschuldige mensen hebben doorstaan. Het herinnert ons aan een donkere periode in de geschiedenis die nooit vergeten mag worden, en het draagt bij aan de perpetuatie van haat en verdeeldheid.

Sport moet een symbool zijn van vrede, eenheid en respect. Wij staan resoluut tegen elke vorm van extremisme en geweld. Het tonen van het grijze wolven handgebaar op een internationaal podium is onaanvaardbaar en ondermijnt de waarden van fair play en respect die de sportwereld zou moeten uitdragen.

Wij roepen de voetbalautoriteiten en alle sportliefhebbers op om zich uit te spreken tegen dergelijke verwerpelijke handelingen. Samen moeten we ervoor zorgen dat sport een bron van hoop en verbinding blijft, vrij van haat en politieke verdeeldheid.
... Laad meer zienLaad minder zien

Dün, 2 Temmuz 2024te, Türkiye ile Avusturya arasında oynanan Avrupa Şampiyonası maçında futbolcu Merih Demiral, gol sevincini Bozkurt işareti ile kutladı. Bu ultra-milliyetçi sembol, Türkiyedeki toplu katliamlarda rol oynamış olan Bozkurtlar grubunun bir işaretidir. Spor, insanları birleştiren bir güç olmalı, politik ve tartışmalı semboller için bir platform olmamalıdır.

Bu işaretin, Sivas katliamının 31. yıldönümünde yapılması ayrıca üzücüdür. 2 Temmuz 1993te, Madımak otelinin sekiz saat süren kuşatılması ve ateşe verilmesi sırasında 33 aydın ve sanatçı vahşice katledildi. Çorum, Maraş, Sivas, Gazi ve birçok başka yerdeki katliamlar sırasında, bu işaret, takip eden korkunç şiddetin habercisi olmuştur.

Bu işareti en güçlü şekilde kınıyor ve Merih Demiralın derhal men edilmesini destekliyoruz. Bu tür davranışlar eski yaraları açar ve masum insanların yaşadığı dehşet verici olayların saygısızca yeniden canlandırılmasıdır. Bu, unutulmaması gereken karanlık bir dönemi hatırlatır ve nefret ile bölünmüşlüğün devamına katkıda bulunur.

Spor, barış, birlik ve saygının sembolü olmalıdır. Her türlü aşırılık ve şiddete kesinlikle karşıyız. Bozkurt işaretinin uluslararası bir sahnede gösterilmesi kabul edilemez ve spor dünyasının yayması gereken fair play ve saygı değerlerini zedeler.

Futbol otoritelerini ve tüm spor severleri bu tür aşağılık davranışlara karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Hep birlikte, sporun nefret ve politik bölünmelerden arınmış, umut ve bağlantı kaynağı olarak kalmasını sağlamalıyız.

—-———————————————————————

Gisteren, op 2 juli 2024, tijdens de EK-wedstrijd tussen Turkije en Oostenrijk, heeft voetballer Merih Demiral zijn doelpunten gevierd met het grijze wolven handgebaar. Dit ultra-nationalistische symbool is een teken van de Grijze Wolven groepering, bekend om hun rol in massa slachtingen in Turkije. Sport moet een kracht zijn die mensen verenigt, niet een platform voor politieke en controversiële gebaren.

Dit gebaar, gedaan op de herdenkingsdag van het bloedbad in Sivas 31 jaar geleden, is extra schrijnend. Op 2 juli 1993 werden 33 intellectuelen en kunstenaars wreed vermoord tijdens een acht uur durende omsingeling en het in brand steken van het Madımak hotel. Tijdens bloedbaden in Çorum, Maraş, Sivas, Gazi en vele andere plaatsen, was dit teken een voorafschaduwing van het gruwelijke geweld dat zou volgen.

Wij veroordelen dit gebaar in de sterkst mogelijke bewoordingen en steunen een onmiddellijke schorsing van Merih Demiral. Dit soort gedrag opent oude wonden en is een respectloze herbeleving van de verschrikkingen die onschuldige mensen hebben doorstaan. Het herinnert ons aan een donkere periode in de geschiedenis die nooit vergeten mag worden, en het draagt bij aan de perpetuatie van haat en verdeeldheid.

Sport moet een symbool zijn van vrede, eenheid en respect. Wij staan resoluut tegen elke vorm van extremisme en geweld. Het tonen van het grijze wolven handgebaar op een internationaal podium is onaanvaardbaar en ondermijnt de waarden van fair play en respect die de sportwereld zou moeten uitdragen.

Wij roepen de voetbalautoriteiten en alle sportliefhebbers op om zich uit te spreken tegen dergelijke verwerpelijke handelingen. Samen moeten we ervoor zorgen dat sport een bron van hoop en verbinding blijft, vrij van haat en politieke verdeeldheid.

Reageer op Facebook

Çok doğru tespitler

Laad Meer

Media

Meer media
Deze website maakt gebruik van cookies en vraagt ​​uw persoonlijke gegevens om uw surfervaring te verbeteren.